Trajedi ve Komedi

Trajedi ve Komedi

@EmrahCilasun (14 Temmuz 2017)

Duydunuz mu?

2000’lerin başında tüm dünyada sola ilham kaynağı diye zerk edilen “Lula coşkusunun” baş aktörü, Brezilya eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva hakkında açılan yolsuzluk davasında karar açıklanmış. Brezilya’nın Curitiba kentinde görülen davanın hâkimi Sérgio Moro, 1 milyon 200 bin dolar değerinde rüşvet almaktan suçlu bulunan Lula’yı dokuz yıl altı ay hapis cezasına çarptırmış.

Hatırlıyorsunuz değil mi?

Türkiye’de de sol, bu “Lula” coşkusuyla yanıp tutuşuyordu…

Lula da Silva, yağmur ormanlarının yağmalanmasından; Favela’lara akın etmek zorunda kalan milyonların Narko-Trafik, polis ve para militer güçlerce kıskaca alınmasına kadar nice kötü ünlü icraata imza atıp; Brazilya’yı, dünya çapında emperyalist mali sermayenin içine yuvarlayıp; onu gözde pazarı haline getirince, şükür ki şükür bizim solun “Lula coşkusu” da sönmeye başladı.

Ama yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali, kendinden umudu olmayan solun ve hatta kendini komünist diye tanımlayanların gönlünde, Lula’nın yerini bu sefer de kah AB emperyalizminin “haylaz çocuğu” Çipras, kah Britanya emperyalizminin “sol yüzü” Corbyn almaya başladı…

Türkiyenin son otuz küsur yılında bütün bir solun zihin dünyasının üzerinden adeta bir silindir gibi, Saçak’tan Birikim’e, Antonio Gramsci’den Michael Hard’a, Hannah Arendt’den Alain Badiou’ye, Slavoj Zizek’e kadar kimler geçmedi ki? Bunların burjuva demokrasisine düzdükleri methiyeler, ‘radikal demokrasiler’, ‘komünler’, kimlik siyasetleri vs. bütün bir toplumun devrimci hafızasını yerle bir etmekle kalmadı aynı zamanda onu götürüp parlamentonun kapısına da adeta çiviledi.

Tabii bu hikayenin unutulan, hatırlanmak dahi istenmeyen bir de evveliyatı var!

Kuruluş yıllarında solun rejimden nasıl medet umup, rejim tarafından Mustafa Suphi örneğinde olduğu gibi lime lime doğrandığı gibi…

Veya bundan tam 40 sene evvel, büyük bir umut beslenilen “Kara Oğlan” tecrübesinin Çorum, Maraş örnekleriyle; “Hayata Dönüş Operasyonu”yla kanlı bir gerçeğe dönüşmesi gibi…

Hatırlatmakta fayda var!

3 Haziran 1977’de bütün bir solun seferber olduğu o meşhur Taksim mitinginde ne diyordu, “Kara Oğlan”?

“Türk halkı bir kere bu düzeni değiştirmeye karar vermiştir. O karar noktasına gelen halk, ben duralasam dahi beni aşarak amacına erişir… Her türlü ayrıcalığı reddeden parti olduğumuz için biz, kırk bin zengini daha zengin eden değil, kırk milyon yurttaşımızı refaha kavuşturan bir düzen getireceğiz.”

40 sene sonra, bütün bir sol ve hatta kendine komünist diyenler Maltepe mitingine gene aynı şevkle seferber olmakta hiçbir beis görmedi.

Ne diyelim?

Marx’ın veciz sözüyle bitirelim.

“Tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekerrür eder…”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir